26 Mayıs 2010 Çarşamba

Başlıksız

Aynı hayatın içinde,birbirinden çok farklı yolcularız biz.


Aynı pencereden bakıp faklı şeyler görüyoruz çoğu zaman.Beraber boğuştuğumuz sorunları algılayış ve göğüsleyiş şeklimiz dahi farklı.Birimiz herşeyi gümbür gümbür kalabalıklarla,perde perde artan sesiyle çekinmeden bağırarak yaşarken;diğerimiz sessizliğiyle,bir bakışıyla kendini anlatmaya,anlaşılmaya çalışıyor (belki çoğu zaman ümitsizce).


Alışkanlık mı bizi bir arada tutan bilmiyorum.Zira farkına varmadan kölesi haline gelip;kırılmaz, ağır,görünmez prangalarla bağlanıyoruz onlara.Mutlu olup olmamak o noktadan sonra pek birşey ifade etmiyor sanki.Onlar oradalar varlar;sanki her zaman hayatımızın parçasıymışcasına.Canımızı ne kadar yakarlarsa yaksınlar bu kadar zamandan sonra varlıkları güven veriyor galiba.



Canımdan çok sevdiğim birisi bugünlerde çoook üzüntülü.Faklı şehirlerde olmak,arada mesafelerin olması işte böyle zamanlarda daha bir yıpratıcı oluyor.Sesindeki kırıklık içindeki acıyı telefondan bana taşımaya yetti ki ;kendisi nasıl hiç bilemiyorum.Yanında olabilsem,elini tutabilsem,kalbindeki acıya,kırıklıga dokunabilsem...Yapamıyorum ablacım hele sen herşeyi anlatan sesine rağmen ,konuyu geçiştirip benimle ilgilenmeye çalışıyorsun ya....içim daha bir acıdı.Dünden beri birşeyler sıkıyor,acıtıyor kalbimi.Ablacım sen bana hep en iyi dost oldun,bense üzülmekten başka birşey yapamıyorum şimdilik,taki sen konuşmak isteyene ya da kendi içinde sorununu çözene kadar.Seni çooookkkk seviyorum.......